28 Mart 2012 Çarşamba
27 Mart 2012 Salı
ANNE ÇOCUK SAĞLIĞI VE İLK YARDIM DERSİ / ÖNEMİ
Sağlık; toplumu oluşturan bireylerin bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali içerisinde bulunmasıdır.Sağlıklı bir toplumu oluşturmada sağlık personellerine ve bireylerin kendilerine düşen sorumluluklar kadar, eğiticilere de çok büyük bir görev düşmektedir. Bebek ölüm hızı kırsal alanlarda ve okula hiç gitmemiş ya da sadece ilkokul mezunu annelerin çocukları arasında daha yüksektir. Annenin eğitim düzeyinin yükseldiği durumlarda ise bebek ölüm oranları düşmektedir.Buradan da anlaşıldığı gibi annelerin eğitim düzeyi, statüsü ve sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi bebeklerin hayatlarını çok yakından ilgilendirmektedir.Anne Çocuk Sağlığı dersinin önemlerinden birisi toplumda daha bilinçli, kendi haklarının ve bebeğinin haklarının farkında olan, aile planlaması yapabilen ve anne olmanın sadece bebek bakmak anlamına gelmediğinin farkında olan bireyler yetiştirmektir.
Ayrıca ülkemizde ve hamileliğin oluşumu, anne karnında bebeğin gelişimi, hamilikte geçirilebilecek hastalık ve kazaların bebeğin gelişimine etkileri, hamilelikte ilaç kullanımının bebeğe etkisi, bebeğin fiziksel gelişimi, çocuk hastalıkları ve aşılar gibi önemli konuları da anne ve anne adaylarına kavratmayı amaçlar.
Bir kaza ya da hayatı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da kazazedenin durumunun kötüleşmesini önlemek için, ilaç kullanılmadan yapılan uygulamalara ilk yardım denir. Bir annenin bebeğinin başına gelebilecek herhangi bir kaza anında (düşme, ateş, kırıklar ve burkulmalar, yanma, zehirlenme, yabancı cisim yutma veya yeme gibi ) hastaneye gidene veya yardım personeli gelene kadar ilk yardım yapması gerekebilir.Fakat bunu yaparken bebeğini riske atmamalı bilinçli ve soğukkanlı davranarak müdahalede bulunmalıdır. Dersin amaçlarından birisi de budur.
ELİF ŞAFAK / AŞK
Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır,hasretinde..."
![]() |
Kırkıncı kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalıyım mecazi mi, yoksa dünyevi, semai ya da cismani mi diye sorma!Ayrımlar ayrımları doğurur.AŞK'ın ise hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır,hasretinde..."
Ella Rubinntain (40) Amerikalı bir ev kadınıdır. Tipik burjuva değerlerinin hâkim olduğu oldukça varlıklı bir ailesi, düzenli ve görünüşte “sorunsuz” bir evliliği vardır. Üç çocuğunu da büyüttükten sonra bir yayınevinde editör-asistanı olarak iş bulur; görevi A. Z. Zahara adlı tanınmamış bir yazarın tasavvuf felsefesini konu alan tarihi romanını değerlendirmektir. Ancak hayatının kritik bir döneminde eline aldığı bu kitap, hiç beklemediği bir şekilde Ella’yı derinden sarsacak, dünyevi aşkı keşfetmek adına zorlu ve tehlikeli bir yolculuğa çıkmasına neden olacaktır. Hayatlarımızın durgun gölünü dalgalandıran taş misali, yüzleşmek zorunda olduğumuz sıkıntılar, acılar… ve aşkın peşinde kat etmek zorunda olduğumuz zorlu yollar, ödediğimiz bedeller… Aşk… kitap içinde bir kitap, hayatın anlamı peşinde bir aşk macerası… Aşk… Elif Şafak’tan arayışa, gerçeğe ve keşfetmeye dair bir roman.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)